17 Şubat 2010 Çarşamba

Sorunlar... Sorunlar... Sorunlar...

Düşündüm de kendim oldum olalı tam olarakda kurtulamamışımm bu kelimeden; sorun!!

İyi tarafından bakmayı kendine adet edinmiş bir polyanna vakası olmama rağmen neden halen bu durumdayım çözemiyorum... ama rahat olun çalışmalarım devam ediyor... elbet bununda üstesinden gelecem...

nedir bu sorunlar diye düşünmeden de edemedim! kronolojik sıralamayla yazmaya calıstımm kendımce ;

0-3 yaş:
Nerdeyim ben ya? bunlar kim ben kimim? amacım ne?(tabiki espri bu yaştaki sorularımm altıma yapmam ya da üzerime mama dökmem olabilir sadece :)

3-6 yaş:
Çocukluk çekişmeleri; istediğim oyuncağın alınmamasını sorun olarak söylemek aileme biraz haksızlık olurdu burda bana bu tip şeyler yaşatmadıkları için teşekkür ederim kendilerine Mr&Mrs Enisoğlu :)

6-11 yaş:
okulun başlaması ve beraberinden süre gelen sorunlar ve ilk olarak Anadolu ve Fen liseleri sınavıyla bir yarış atı olmaya başlamam; evet yanlış duymadınız 5.sınıfta ilk ülke geneli sınavına giren o zavallı çocuk neslinin son üyelerinden biriydim o yaşta bırakın ülke geneli bir sınavı okula neden gittiğimi bile yeni anlıyordum nasıl başarabileyim ki..

ve ayrıca bu dönemde; ilk olarak dünyama en insancıl sorun girdi; İlk aşk unutulmaz unutulmadı da şu an çok iyi bir arkadaşım olan şahsiyet o zamanlar benim en büyük mutluluğum ve sorunumdu :)

11-14 yaş:
Hadi bakalım! ilkokulda başaramadın; sana bir fırsat daha önündeki üç yılı daha zehir ediyoruz 6.sınıf oldun diye sevinme üç yıl sonra lgs var evet acı gerçek tam olarak da buydu artık tay olarak başladığım sınav geleneğinde biraz daha büyüyp sekizinci sınıfta daha da alışkın hale geli kalifiye bir yarış atı olma yolunda emin adımlarla ilerledim ve bu sorunu aştım ve aileme istedikleri mutluluğu yaşattım...

Ama daha sonradan anladım ki ben bu yaşa kadar sorun yaşamamışım:(

14-20 yaş:
Evet asıl sorunların başladığı yaş dilimi:) ergenlik ve onunla beraber süregelen bir sürü sorun ile boğuştuğum yıllar... Neler olduklarından bahsetmeyeceğim çünkü hepimiz bu dönemden geçiyo er yada geç...

Ve başımın belası öss! ömrümü yedin bitirdin Allah belanı versin ve senden sonra hayatım asla istediğim gib olmadı! Ne istediğim bölümü kazanabildim ne de istediğim üniversiteyi halbuki puanım isteklerimi karşılıyordu! Öseyeme! götümü ye! bok vardı sistemi değiştin tüm puanları 20 puan yukarı fırlattın! beni de olmam gereken en son yere fırlattın! Trapzone!

20-... Yaş:
Üniversite sorunsalı! içinde neler yaşadım bu dünyanın bir ben bilirim birde Rabb'im! ve bu dönemde tanışma-sevme-hoşlanma-aşık olma-kullanılma şeklinde bir süreç yaşadım ve sonu kazık yeme olarak kondu bu sürecin... ama şu an ben çok rahatım ben herşeyin doğrusunu yaptım içim çok rahat! Kazıklansam da o oyunu ben kazandım!

-------------------------------------------------------------

Şu saatten sonra başıma neler gelir bilinmez! ama ben sorunlarımla hep barışık aşadım belki atladıklarım oldu belki de anlatmak istemediklerim atladıklarımı aşmışım ki unutmuşum anlatamadıklarım ise rahat olun sizi de çözecem! daha güçlü bir Enis var karşınızda!

13 Şubat 2010 Cumartesi

14 Şubat!!!

Sevda dediğin bir ömürlük olmalı!
Adını andığında için titremeli!
Onu görmek için can atmalısın!
Gördüğünde ise mutlu olmalısın!
Bazen seni üzse de sen hep onu sevmelisin!
Başını yastığına koyduğunda onu düşünmelisin!
ve her nolursa olsun onunla ilgili hiçbirşeyden pişman olmamalısın!

Bunları bana yaşatan biricik aşkın yaşama sebebim herşeyim!

Kutlu olsun Cimbombomum Bugün SEVGİLİLER GÜNÜMÜZ!!!

!!!Sahte Aşklara İnat; Seninleyiz GALATASARAY!!!

12 Şubat 2010 Cuma

Özel 1 Blog!

Bu yazıyı çoğu kişi anlamayacak ama olsun anlamasını istediğim kişiye ithaf olunur... Ve onun anlayacağından şüphem yok...

Dün gece klasik gecelerden biraz farklıydı 00:00 'da ulaşmak istediğim ama dalgınlığım yüzünden anca 1 dakika tehir ile ulaşabildiğim ve aklımdan nedense hiç çıkmayan o 10 rakamı ard arda sıralayip düşünmeden gönder tuşuna bastığım bir geceydi... 12 Şubat'90 da anlam kazanmıştı bugün ama biraz geç farkına vardım ben bunun galiba... Farkına vardıktan sonra vazgeçtim ben bir kere o tarihi kutlamayı sonra tekrar kaydettim ajandamda ki özel günler bölümüne; Bir müsibet bin nasihattan daha iyidir ata sözünü pekde iyi algılayamayan beynim bir kez daha vazgeçti daha sonraları o tarihi kutlamaktan; biraz elde olmayan sebepler biraz yanlış anlamalarla karıştı yollar oldu işte birşeyler ama üçüncü ve son kez o tarihi kutlama kararı aldım bu sefer eminim bu sefer son...

Ve SEN!

SEN hep oralarda ol

SENle hep böyle yeni yaşlar kutlayalım; SEN hep oralarda ol bildiğim ama ulaşmaya çalışmaktan şimdilik kendimi alıkoyduğum yerde; SENin oradaki varlığın beni mutlu etsin ve her yeni yaşında ben sana yine iyi ki doğdun diyeyim büyük bir zevkle... Zaman geçse de değişmeyeceğini umduğumuz şeyler değişse de SEN değişme...

15 yıl sonra yaşlılık triplerine girdiğinde ilk ben dalga geçeyim SENle :)o gün geldiğinde SENi güldürebileyim; güldürebileyim ki daha fazla üzülmeyelim çünkü biz üzülme hakkımızı kullandık daha önceden... 14 şubat'ın habercisi olmasa daha hoş olurdu ama 12 Şubat benim için hep özel oldu hep de öyle olacak :) 12 Şubat 2025'i iple çeken bir adet Enis olarak;

SENle anlam kazanan herşey için teşekkür ediyorum..

İyi ki doğdun canım benim...
İyi ki varsın...
SEN hep gülümse emi...

Nice yıllara Hande'

iyi ki doğdun canım exkankam...